vay arkadaş adlı yerli filmi izlemek için resme tıklayın...
YöNETMEN Kemal uzun
OYuNCuLAR Fırat Tanış,
Ali Atay, Mete Horozoğlu,
Demet Evgar, Rasim öztekin
YAPIM 2010 Türkiye
SÜRE 96 dk.
ç
ocukluklarından bu yana
ayrılmamış üç arkadaştan birinin
babası hastalanıp da tedavi için yüklüce
bir para gerekince, başlarını mafyayla
belaya sokan kahramanlarımızın ‘dinamik’ olmaya
çalışan bir anlatımla desteklenen hikayesi. “Vay!
Arkadaş”ın tek cümlelik özeti bu.
Haldun Dormen ve Defne Halman’la uzun yıllar
önce TRT için yaptığı ‘efsane’ sinema programı
münasebetiyle zamanında kitlelerin sevgilisi olan
Kemal Uzun’un yönettiği film, özellikle İngiliz ve
Amerikan sinemalarının sıkça el attığı ‘küçük
adamın mafyayla karşılaşması’ motifini kullanarak
hedefine ulaşmayı deniyor. Ancak bu
karşılaşmanın çok da tatmin edici sonuçlar
doğurmadığını da söylemek gerek. Ağır çekim
eğlenceli bir jenerikle başlayan hikaye, o noktada
yaşananlara nasıl gelindiğini anlatan bir geri
dönüşle turunu tamamlamayı umuyor. Özellikle
diyalogların ‘köstek’ vazifesi görmesiyle
tökezleyen senaryo, kendi içindeki kimi boşluklara
da bir çare bulamamış gibi. Başkarakterlerin farklı
çizgilerde oluşu filme bir renk katıyor ama her
birinin ‘ortak amaç’ uğruna sergiledikleri
motivasyonun yaşananlara iyi bir zemin
oluşturduğunu söylemek zor.
Yine de filme haksızlık yapmayalım. Türkiye
sinemasının ‘çöp film’ üretme rekorları kırdığı bu
dönemde, tüm eksiklerine rağmen ‘hoş bir sada’
kimliğiyle kulaklarımızda çınlamayı başarıyor.
Öykündüğü sinemanın kurallarını az çok
uygulayabiliyor Uzun. Karakterler üzerinde biraz
daha çalışılabilseydi ya da hikayeye
tutunabileceğimiz daha sağlam bir malzeme
sunulabilseydi, bu çabanın karşılığı çok daha iyi bir
biçimde alınabilirdi. Mete Horozoğlu’nun oyuncu
kadrosundaki tek sırıtan isim olduğunu da son bir
not olarak ekleyelim; aktör Tarık Akan benzeri bir
karakteri canlandırmakta yetersiz kalıyor.
Ali Atay, Emre Şahin’in “40”ındakine epeyce benzeyen
karakter çalışmasıyla oyuncu kadrosunun yıldızı oluyor.
Final sahnesi, fazlasıyla ‘zorlama’ bir ilişkiler ağını deşifre
etmeye çalışıyor, ki olacak şey değil!
Türkiye sinemasının
‘çöp film’ üretme
rekorları kırdığı bu
dönemde, eksiklerine
rağmen ‘hoş bir sada’.
arkapencere / 05 - 11 Kasım 2010
Yorum Gönder